iletişim

bu web sayfası ile

yaşadıklarımı ve tedavi sürecimi anlatarak lyme tedavisi için umut vermek istedim...
bu sayfada ürün yada hizmet satışı yapılmayacaktır...

facebook yazım

kene
lyme
çarpıntı
depresyon
kanser

1987 yılında İTÜ mimarlık Fakültesine başlamamın ardından, annemin karaciğer kanseri olduğu teşhis edildi ve kısa süre sonra vefat etti. annem 51 ben 19 yaşındaydım

fakültede öğrendiğim bilgisayar destekli tasarım programı ile istanbul'da çeşitli ofislere proje çizim işleri yapıyordum. ancak bir sorun vardı zaman zaman çarpıntı yaşıyordum. 22 yaşındaydım

yıllar sonra çarpıntı sorunu tekrar hayatıma girdi. bu kez kalbimde sorun olabileceğini düşünerek, kardiyoloji uzmanı ile görüştüm, efor testi ultrason tahliller derken kalbimde bir sorun olmadığı sonucuna varıldı. 42 yaşındaydım

ancak çarpıntılar sıklaşarak devam ediyordu, başka bir kardiyoloji uzmanına gittim, aynı incelemeler ile aynı sonuca varıldı. o günlerde tuz alınca çarpıntının durduğunu farkettim. kardiyoloji uzmanı bu durumu müthiş bir yorumla açıkladı "tesadüftür" evet aynen böyle dedi "tesadüftür". kendisine sordum "peki ne yapacağız?" "holter bağlayacağız sonucuna göre tansiyon ilacı başlayacağız" dedi.

tuz alarak çarpıntısız geçirdiğim haftalar bir gün bitti. bir pazartesi günüydü bilekten tansiyon ölçen alet 50-70 gibi oldukça düşük bir değer verirken en şiddetli çarpıntıyı yaşadım. yine tuz yalayarak iki saatte normale döndüm. dahiliye uzmanına gitmem önerildi.

tahlil sonuçlarıma göre kolesterol değerlerimin biraz yüksek olduğunu, bunun dışında bir sorun görünmediğini, yürüyüş yapmam gerektiğini söyledi, bir de dolaşım ilacı veren dahiliye uzmanı beni aylık takibe aldı. hazır gıdaları ve unlu mamülleri keserek, yağsız peynir tüketerek kolesterol ve trigliserid değerlerimi kontrol altına aldım. ancak yürüyüş yapamıyor 1km düz yolu zor tamamlıyordum. kasım 2012

bu günlerde, kolesterol problemi yaşadığımı söylediğim bir tanıdığım, sarımsak limon ekstresi önerdi, hatta iki kavanoz kendisi için hazırladığı karışımı verdi. şubat 2013

sarımsak limon ile biraz nefes alır hale gelirken, kendimi daha iyi hissetmeye başladım.
bu arada dermatoloji uzmanı bir yakınım "panik atak" teşhisini dayatırken, kadın doğum uzmanı başka bir yakınım "anksiyete" sorunum olduğunu söylüyordu.

her sabah sarımsak limon ve kondisyon bisikleti sayesinde detoks yapıyor, zaman içerisinde kondisyonum yavaş bir şekilde düzeliyordu. ancak, tahammülüm gün geçtikçe azalıyor, günlük yaşam bile çekilmez hale geliyordu. dermatoloji uzmanı yakınım, emekli bir genel cerrah olan alternatif tıp uzmanından randevu alarak yardımcı olmaya çalıştı. B12 koenzim Q10 omega3 gibi takviyeler veren uzman çok ikna edici olamamış ki bunları almaya başlamam için bir olay atlatmam gerekecekti.

gerçekten sıkıntı içerisinde geçen günlerdi, dibe vurunca dermatolog yakınımın önerdiği bir psikiyatristin karşısında buldum kendimi. psikiyatrist ilk görüşmede antidepresan ve uyku düzenleyici hap başlattı. antidepresanın etkisi inanılmazdı. yaşadığım kabusun bitmesi tek isteğimdi. dermatoloji uzmanı yakınımın B12 koenzim Q10 omega3 gibi takviyelere başlamam gerektiği uyarısı bu durumu biraz hafifletti. psikiyatrist bir görüşmemizde sordu "seni hiç kene ısırdı mı?"... "evet ısırdı" ... "ne zaman?" ... "on yıl oluyor" ... "öyleyse ondan değildir" dedi. dermatoloji uzmanı yakınıma sordum "kene ısırınca ne olur?" ... "sendeki durum bu değil, sen panik ataksın" dedi. kasım 2013

sarımsak limon detoksu, antidepresan, B vitamini ve diğer takviyeler ile biraz toparlasam da, tahammülsüzlük mutsuzluk depresyon, insan ilişkilerimi olumsuz etkiliyordu. iş ile ilgili problemler aşılmaz hale gelmiş, alkol tüketimim anlamsızca yükselmişti. insanların nasıl gülebildiklerini, mutlu olabildiklerini düşünecek kadar sıkıntıdaydım. bir dostum bir de müşterim ile ard arda tartışma yaşadıktan sonra, alternatif tıp ile ilgilenen kadın doğum uzmanı bir müşterimden randevu aldım. "bana bir de siz bakın, ben iyi değilim" dedim "iyi görünüyorsun, antidepresan dozu az gelmiştir" dedi. aralık 2014

ancak kullandığı alternatif tıp yönteminin tahlilini almayı ihmal etmemişti. yeni yılın ilk günü aradığında "nereden buldun bu borellia'yı ?" diye soruyordu "o ne?" diyebildim. ertesi gün borellia enfeksiyonunu anlattı, şikayetlerimin muhtemel sebebi olacağını ve kullandığı alternatif tıp yöntemi ile tedavi edebileceğini söyledi. ocak 2015

lyme sendromu olarak adlandırılan borellia enfeksiyonu ile ilgili okudukça içinde bulunduğum durumun ciddiyetini daha iyi anladım. sinir hücrelerini istila ederek, sinir sisteminin ve beynin çalışmasını olumsuz etkiliyor, insanı kendisine bile tahammül edemez duruma düşürüyordu.

kanser, kalp krizi, intihar gibi olası sonuçları olduğunu, klasik tıp ile sadece uzun süreli antibiyotik kullanımı ile tedavi edilebildiğini, belirtilerinin sıklıkla başka hastalıklarla karıştırıldığını, kişilerde farklı belirtiler gösterebildiğini, hatta aynı kişide bile zamanla belirtilerin değişebildiğini, bu sebeplerden ötürü "büyük taklitçi" olarak da anıldığını öğrendim. kene tarafında ısırılmamın üzerinden on yıl geçmiş olması enfeksiyonun vücuduma ciddi şekilde yerleşmiş olması demek oluyordu.

doktorum, tedavimi antibiyotik kullanmadan biorezonans seansları ile yürütürken, bağışıklık sistemi değerlerimi kontrolü de ihmal etmedi. immünglobulin g değerimin sıfır olması, doğuştan enfekte olduğumu ifade ediyordu. aklım almıyordu, kırkbeş yıllık hayatımın tamamını lyme hastası olarak yaşamıştım. 2004 yılında yaşadığım, ikinci enfeksiyondu ve hastalığın ilerleme hızını ve şiddetini katlamıştı.

doğuştan enfekte olduğumun tespiti yeni soruları doğurdu; ben doğuştan enfekteysem, abilerim de enfekteler mi? annem onları doğurduktan sonra enfeksiyon kapmış olabilir, dolayısıyla onlar enfekte olmayabilirler. ancak bir gerçek var ki annemin beni enfekte doğurmuş olması onun da enfekte olması demek oluyor. bu durum annemin erken yaşta kanserden vefatını açıklayabilir. dahası ortanca dayımın aynı kanserden vefatı, küçük dayımın kendi canına kıyması, anneannemin doktor doktor dolaşmış ve çeşitli ameliyatlardan sağlık bulamamış olması, bunlara karşılık, büyük dayımın sağlıklı şekilde hayatına devam ediyor olması, anneannemin ilk çocuğunu doğurduktan sonra kene tarafından ısırıldığını ve ikinci üçüncü dördüncü çocuğunu enfekte doğurduğunu ifade ediyor. hayatta olan dayım 1935 doğumlu olduğuna göre, sonrasında anneannemi ısıran kene seksen yıl sonra hala hayatımızı etkiliyor.

semih oğuz
21 kasım 2015

bu yazıyı neden yazdım ?
lyme sendromu doktorlar tarafından bilinmiyor, teşhis edilemiyor.
doktorlar, lyme sendromu yaşayan yakınlarını yanlış yönlendiriyorlar.
yaşadıklarım benzer durumda bulunanlara fikir verebilir.

facebook'da okumak için ...

sağlık bakanlığına verdiğim dilekçe

t.c. sağlık bakanlığına
sıhhıye / ankara 

2004 yılında yaşadığım kene vakası sonrası yaşadıklarımı facebook sayfama koymak üzere yazmıştım, ekte de mevcuttur. lyme sendromu teşhisinin zorluğu bilinmekte, dolayısıyla atlanmaktadır. sözkonusu enfeksiyonun kanserden egzamaya, alzheimerdan panik atak, çarpıntıya kadar bir çok dışavurumu olmaktadır. bu şartlar altında teşhis edilme zorluğu olan ancak önemli sonuçları olduğu çok açık bu enfeksiyonun teşhis ve tedavisi için şartların zorlanması gerektiği ortadadır.   

yazımda belirttiğim gibi, aslında kadın doğum uzmanı olan doktorum, bio-resonance sistemi kullanmakta ve söz konusu teşhisi ve tedaviyi bu yöntemle yapmıştır. yazımda bahsettiğim semptomların oldukça azalmış olması ve sosyal ilişkilerimde oluşan gözle görülür iyileşme doktorumun uyguladığı tedavinin olumlu sonuç verdiğinin kanıtıdır.   

bu dilekçe ile amaçlanan ; 
lyme sendromu konusunda farkındalık yaratmak, 
teşhis ve tedavisinin amaçlanmasını sağlamak, 
dolayısıyla, toplum üzerindeki etkilerini hafifletmektir. 

1.    kanser vakalarının ne kadarı lyme sendromu ile ilişkili ? 
2.    suç vakalarının ne kadarı lyme sendromu ile ilişkili ? 
3.    psikiatrik vakalarının ne kadarı lyme sendromu ile ilişkili ?    

18 ağustos 2016 
semih oğuz 

ekler 
1.    “kene lyme çarpıntı depresyon kanser” başlıklı facebook yazım 
2.    immunglobilin G ve immunglobilin M laboratuar sonucum 
3.    bio- resonance tahlil sonucum  

evrak kayıt bilgileri için ...

çarpıntıyı durdurmak

bir kaç ay önce farkettiğim bir durumu paylaşmak istiyorum. 

“çarpıntıyı durdurma ile ilgili deneysel bir yöntem…” 

sanırım bu gruba üye olup, kendisi yada yakını çarpıntıdan dertli olmayan yoktur. bu yazıyı okuduktan sonra, çarpıntı başladığı an bu yazıyı hatırlayacak ve kolaylıkla durdurabileceksiniz. ancak bilinmelidir ki bu yöntem tamamen kendi deneyimimle geliştirdiğim bir yöntem olup, garanti veremeyeceğim gibi kesinlikle bir tedavi yöntemi değildir ! 

öncellikle çarpıntıya sebep olan faktörleri saymak gerekirse 

1 borrelia enfeksiyonunun, kalp dokularına ulaşması sonrası kalp kasları arasındaki elektrik iletimini bozması sonucu ortaya çıkan LYME KARDİTİS. bu konuyu CDC.GOV da detaylı olarak bulabilirsiniz. 

2 yiyecek alerjisi; kızartılmış herhangi birşey yedikten 5-7saat sonra çarpıntı yaşıyordum. 

3 damar tıkanıklığına bağlı kan dolaşım sorunu. 

4 yaşanmış olaylar sonucu bilinçaltında yerleşmiş kalıplar yada oluşmuş hipnozlar. bu konuda doktorlarımdan birisi olan dr.bülent uran’ın “geçmişin hipnozunu bozmak” adlı kitabını okumalısınız. 

5 değersizlik inancı savunma mekanizmaları. bu konuda da dr.bülent uran’ın “değersizlik inancı” adlı kitabını okumanızı öneririm. 

doğruyu söylemek gerekirse yukarıda yazdığım beş sebepten hangisi yada hangilerinde bu yöntemin çalışacağını bilemiyorum. yıllardır bioresonans ile borrelia tedavisi almış birisi olarak dr.hasan ilkehan ile tedavinin sonuna geldiğimi düşünmeme rağmen bu yazıya başlamadan bir saat önce tekrar çarpıntı yaşadım. direksiyonda neyseki şehir içi trafiğinde, aktaracağım yöntem ile dakikalar içerisinde çarpıntıyı durdurdum ve bu yazıyı yazmaya karar verdim. anlatacağım çarpıntıyı durdurma yönteminin, sizi sebepleri ortadan kaldırmaktan uzak tutmamasını diliyorum.  

yönteme gelince ... 

1 öncelikle artık çarpıntıyı kısa sürede durduracağınızı bilerek rahat hissedin. 

2 nefesinizi yavaş bir şekilde akciğerinizi ve diyaframınızı tamamen boşaltana kadar, burnunuzdan boşaltın, yavaş olabildiği kadar yavaş. ilk boşaltma süresi 10sn civarında olmalı. 

3 nefesinizi tamamen boşalttıktan sonra, beklemeden çok yavaş nefes almaya başlayın. kesintisiz fakat yavaş bir şekilde diyaframınız dahil sonuna kadar doldurun. tamamen doldurma süresi 15-18sn civarında olmalı. 

4 ilk tam dolu halde nefesinizi 2-3sn tutun. 

5 olabildiğince kesintisiz ve yavaş şekilde diyaframınız dahil boşaltın. tamamen boşaltma süresi 15sn civarında olmalı. 

6 nefesinizi tamamen boşalttıktan sonra, beklemeden çok yavaş nefes almaya başlayın. kesintisiz fakat yavaş bir şekilde diyaframınız dahil sonuna kadar doldurun. tamamen doldurma süresi 15-18sn civarında olmalı. 

7 bu kez tam dolu halde nefesinizi 8-10sn tutun. çarpıntı yüksek olasılıkla bu nefes tutma sırasında duracak. 

not: çarpıntı yaşamıyorken denemenizi önermiyorum, çarpıntıya alışkın bir kişide çarpıntıyı tetikleyebiliyor. 

lyme’sız bir dünya umudu ile... 

semih oğuz 
13 mart 2023

facebook'da okumak için ...

detoks olmadan olmaz

dokuz ay önce başladığım bir detoks kürü; 

“karbonat boraks limon” 

lyme sendromu hayatınızı etkiliyorsa; 
mücadeleye nereden başlamak gerekiyor sorusunun cevabını okumaya başladınız :) 

öncelikle belirtmek gerekirse söz konusu kür, kısa sürede istenen sonucu vermiyor. ancak düzenli olarak yapılması durumunda detoks ihtiyacını karşılayarak yaşam kalitenizi artıracaktır.   

“karbonat limon” kürü genel olarak bilinse de “karbonat boraks limon” kürü’nün lyme/borreliosis üzerinde etkili olduğunu yaşayarak görüyor ve tavsiye ediyorum. ancak bilinmelidir ki bu yöntem bir detoks yöntemi olup, kesinlikle bir tedavi yöntemi değildir ! 

gerekli malzeme; ingiliz karbonatı & boraks ve mümkünse dalından limon. karbonatın ısıl işlem görmemiş olanını öneririm ve boraks saf, ikisi de hepsiburada’da satılıyor. ikisini de 1kg olarak almanızı öneririm başlamışken uzunca bir süre devam etmek gerekiyor. unutmayın yılların birikimi birkaç ayda temizlenmez…    

1 bir fındık büyüklüğünde karbonat ve aynı büyüklükte boraksı yarım bardak suya karıştırarak başlıyoruz. başlangıçta küçük fındık tercih edin, birkaç hafta sonra büyükçe bir fındık olabilir. fındık büyüklüğünü nasıl ayarlayacağım diyenler, çay kaşığının sapı ile göz kararı yapabilirler. ben kabak  soyacağının ucunu kullanıyorum. arada çay kaşığı ile iyice erisin diye karıştırmakta fayda var.    

2 uzun; vaktiniz varsa bu satıra devam edin, yoksa 2kısa’ya atlayın. orta boy bir limonun yarısını 8 parçaya bölüyoruz. limon parçalarını küçük bir çelik kaba koyarak, üzerine iki bardak su ekliyoruz, kapağını kapatıyoruz. kabı ocağa koyup, açık ateşte su kaynayana kadar bekliyoruz. su kaynayınca altını hemen kısıyoruz, kaynama devam etmeli ancak çok düşük. telefonunuzun sayacını 15dk olarak ayarlayın, süre bitince, ocağı kapatın ve kabı demlenirken soğumaya bırakın. örtmeye yada özel bir uygulamaya gerek yok. kış aylarında yaklaşık yarım saat sonra yanmadan içebilecek sıcaklığa inmiş olacaktır. yaz aylarında biraz daha uzun beklemekte fayda var. artık kürümüz hazır önce karbonat & boraks karışımını içiyoruz, üzerine hazırladığımız limon çayını içiyor ve limon kabuklarını yiyoruz. 

2 kısa; orta boy bir limonun yarısını sıkıyoruz. 
artık kürümüz hazır önce karbonat & boraks karışımını içiyoruz, 
üzerine sıktığımız limon suyunu içiyoruz.  

hepsi bu :) 

birkaç not ;
bu kürü sabah kalktığımızda hazırlayıp içmek gerekiyor.
kahvaltı için bir saat kadar oyalanmak gerekiyor.
aynı gün içinde tekrar etmeyin, günde sadece bir kez yapılmalı.
sabah vakti olmayanlar, akşamüzeri aç karna uygulayabilir.    

semih oğuz 
4 temmuz 2023

17ekim2023 ekleme; 
*hazırladığımız limon çayının çabuk soğuması için, su dolu bir kaba koyabiliriz. 
*limonun ilaçlı olması durumunda mide bulantısı yapıyor, mide bulantısı yaptığı durumda kabukları yemeyin ve geri kalan limonları suyunu sıkarak kullanın. 
*kürü düzenli olarak altı ay yaptıktan sonra limon miktarını artırabilirsiniz, akşam üzeri bir limonun suyunu içerek detoksa ek yapabilirsiniz.

17ağustos2024 ekleme;
* karbonat ve bor kullanımının 12ay sonunda sonlandırılması gerekiyor. daha uzun kullanımlarda uykusuzluk başta olmak üzere çeşitli sorunlar yaşadığımı belirtmem gerekiyor.

karbonat için boraks için

öğrendim ki;

hayatımın her döneminde, 
olumlu yada olumsuz bana etki etmiş insanlar, benim şu anki halimin var olması için yardım etmişler. 
hepsine teşekkür ederim…

lyme karmaşasından çıkmak...

sosyal medya üzerinden lyme ile ilgili soru soran çok kişi oldu. aralarında biorezonans sitemine ulaşma şansı olmayan, antibiyotik tedavisi almakta olan, lyme ile ilgili detaylı bilgiye sahip olanlar vardı. ortak noktaları bitkinlik ve umutsuzluk olan bu insanlara izlediğim yolu anlatmaya çalıştım. ne kadar anlatabildim, ne kadar anlaşıldım bilemiyorum. zaten bu portal, bu temasların sonucu olarak başladı.     

biorezonans ile lyme tedavisi her hangi biorezonans sistemi ile olmuyor. sistem doğru olsa bile doktorun bilgisi ve hastayı iyileştirme isteği sonucu değiştiriyor. daha açık yazmak gerekirse doğru sistem ile bilgisiz bir doktor hayal kırıklığı yaratırken, bilgili ve hastayı iyileştirmeye istekli bir doktor yanlış bir sistem ile yine hayal kırıklığı yaratıyor. 2015 yılından beri tedavi olmaya çalışan ve ancak dördüncü doktorunda çıkış yolunu bulabilmiş ben, durumu ancak “doğru sistem ile bilgili ve hastayı iyileştirmeye istekli doktor birlikte gerekiyor“ olarak özetleyebilirim. aslında bu kriterlere hastanın iyileşme isteğini de ekleyebilirim. hastanın iyileşme isteği, gerekli zamanı ve bütçeyi ayırması açısından önemli. yarım bırakılmış bir tedavide sistem yada doktorun önemi kalmıyor. 

doğru sistem ile hayal kırıklığına, birinci doktorum ile yaşadığım süreç, güzel bir örnek olacaktır. 2015 yılının başında biorezonans tahlili ile lyme teşhisimi koyduktan sonra, yoğun detoks seansları ile vücudumu hazırlamış ve bundan sonra borrelia mücadelesine başlamıştı. borrelia frekansı uyguladığı seansların sonrasında da detoks programları uygulayarak toksin birikimini önlemeye gayret ediyordu. ancak borrelia tekrar ediyor kendimi zaman zaman kötü hissediyordum. bunu mevsim değişimleri ile açıklamaya çalışıyordu. altı yılda çok sayıda biorezonans terapisi aldım. kendimi yine kötü hissetmeye başladığım 2021 sonbaharında, kendisi işyerinin önüne iki adet duba koymaya başladı. bunun doğru olmadığını trafik kanununa aykırı olduğunu söylesem de devam etti. bu durumun beni neden ilgilendirdiğini sorarsanız benim işyerim onun yarında, doktorumun kiracısıyım. düşünmenizi istiyorum; altı yıldır çok sayıda biorezonans seansı almış olmama rağmen sağlıklı değilim, borrelia yine etkili olmaya başlamış, onun dükkanının önünde dubalar ve ona gelenlerin arabası benim işyerimin önünde park ediliyor, sanırım anlaşılmıştır. fethiye’de başka bir biorezonans uygulayan doktor varmış inanın bilmiyordum, beni lyme konusunda arayan bir hanımdan öğrendim. tahmin edeceğiniz gibi ikinci doktorum kendisi. 

ikinci doktorumun işyerine gidip kendisine durumu anlattım “aldığım çok sayıda seansa rağmen borrelia’nın tekrar etkisini gösterdiğini, kendimi çok kötü hissettiğimi anlatıp, tedavime kendisinin devam etmesini” talep ettim. farklı bir cihaz kullanıyordu, borrelia frekansı içeren ampulü cihaza koyarak test etti “negatif” dedi. çok şaşırmıştım, altı yıldır defalarca bu his oluşmuş ve kontrol testi pozitif çıkmıştı. numunenin üzerinde bir takım yazılar olduğunu fark edince alıp okudum, üzerinde  “borrelia burgdorferi” yazıyordu. yani borrelia suşlarından en bilineni ancak tek bir tanesi. diğer suşlara nasıl bakabileceğimizi sordum. bana detoks programı başlatarak odasına gitti, az sonra bilgisayarı ile geldi, yurtdışında bir satıcıdan detaylı borrelia test kitleri bulmuş, şu kadar dolar iki ayda gelir dedi. kendimi kötü hissettiğimi iki ay bekleyemeyeceğimi söyledim. o sırada aklına cihazın kütüphanesinde frekans kayıtları olduğu geldi. evet 4kayıt altında 9ar alt frekans toplam 36frekans ile kontrol yapabildi. bir kısmı pozitif çıktı ve pozitif olanlar için tedavi frekansı uyguladı. inanın seans sırasında rahatlamaya başlamıştım. sonrasında kendisinden hipnoterapi, EFT ve değersizlik inancı konularını da öğrendim. bir gün “işyerini kapatacağını, biorezonans cihazını satacağını, bundan sonra sadece internet üzerinden eğitim vereceğini” söyledi. yeniden bir doktor bulmak gerekiyordu… 

kısa bir internet araştırması sonucu fethiye’de bir osteopat doktorun biorezonans uygulaması yapmakta olduğunu öğrendim. online tarama ve tedavi uygulaması yapmakta olduğunu iddia ettiği sistem ile birkaç seans aldıktan sonra, hiçbir işe yaramadığını düşündüm. ev tipi biorezonans cihazları ile benzeşen bu cihaz, fikir olarak güzel olsa da lyme tedavisinde etkin değildi. buradan yola çıkarak ev tipi biorezonans cihazları ile etkili bir lyme tedavisi olabileceğini düşünmüyorum. 

yine bir doktor arayışı başladı. 2022 temmuzu ve borrelia etkisi kendimi kötü hissettiriyor. bu kez çalacağım kapı, son kapı olmalı diye düşünerek istanbul’da uzun süredir biorezonans uygulayan deneyimli bir doktor bulmak üzere internet araştırması yaptım. dördüncü doktorumun işyerini ilk kez aradığımda sekreteri anlattıklarıma çok şaşırdı “bu kadar seanstan sonra hiçbir sorununuz kalmamış olmalıydı” derken çok içtendi. birinci ve ikinci doktorumun cihazlarını kullandıklarını, yardımcı olmaya çalışacaklarını söyleyerek randevu günü ve saatimi kararlaştırdık. fethiye’den istanbul’a biorezonans seansı için gitmek çok tercih edilecek bir seçim olmasa da, artık bu lyme denen sorundan kurtulmalıydım. ilk seansım 21 temmuz 2022 günüydü dördüncü doktoruma kısaca durumu anlattıktan sonra, gerisini yazdıklarımdan okuması için amatörce bastırdığım, "kene lyme çarpıntı depresyon kanser" adlı küçük kitaptan bir tanesini kendisine bıraktım. kendisinden ikinci doktorumun cihazındaki tarama programları ile detaylı bir şekilde borrelia taraması yapmasını ve artık bu tedaviyi sonlandırmasını istedim. yedi yıldır tedavisi tamamlanmamış bir hastaya belki de biraz destek olma düşüncesiyle gerçekten detaylı bir şekilde bu taramayı yaptı ve pozitif bulduğu frekansları çalışmaya başladı. fethiye’ye döneceğim gün ikinci bir seans daha aldım, sadece borrelia frekanslarını tarayarak, pozitif olanları çalışarak devam ettik. ekim 2022, ocak 2023 istanbul’a gidişlerimde ikişer seans alarak ancak nisan 2023 gidişimde ilk defa tüm borrelia frekansları negatif çıktı. 26/28 temmuz 2023 günü yine seanslarım var, bakalım borrelia mı yaman biz mi :) ancak kendimi iyi hissediyorum, pozitif bir borrelia frekansı olacağını zannetmiyorum. 

öğrendim ki; hayatımın her döneminde, olumlu yada olumsuz bana etki etmiş insanlar, benim şu anki halimin var olması için yardım etmişler. hepsine teşekkür ederim… 

semih oğuz 
15 temmuz 2023  

dördüncü doktorum için ...

birlikte geliştirelim

2015'den beri devam eden lyme tedavisi maceramda, yaşadıklarım ve düşündüklerimi yazarak, yararlanabilecek insanlara faydalı olmak istedim. burada yazılanlar tamamen benim düşüncelerim ve gözlemlerime dayanmakta olup, modern tıp inancına bağlı kişiler tarafından çok defa eleştirilmiştir. dolayısıyla burada okuduklarınızı mutlak doğru olarak görmemeniz, ancak “bir lyme hastasının iyi niyetli anlatıları" olarak algılamanız önerilir. ancak modern tıp tarafından tedavi edilebilmek bir yana, teşhis dahi edilemeyen lyme sendromu, özellikle kronik lyme sendromu ile ilgili çözüm arayanlar ister istemez alternatif yollara başvuracaktır. hipokrat’ın “umutsuz vakalarda en umutsuz çareler gerekir” söylemi ile örtüşecek bu arayışta, anlattıklarımı takip ederek benim sekiz yılda bulduğum çözüm yolunu kullanabilirsiniz. 

mail ile gelen sorulara cevap vermeye çalışacağım, bir soru cevap sayfası ekleyebilirim. 
lütfen önerilerinizi ve düşüncelerinizi de yazın. isterseniz bunları da yayınlarım. 
sosyal medya ve youtube çalışmaları için destek olabilecek arkadaşlar ile çalışabiliriz.

bu sadece bir başlangıç, ilginiz için teşekkür ederim    

semih oğuz      
16 temmuz 2023 

soru öneri ve görüşleriniz için ...

adres

mustafa kemal bulvarı no 13
48300 fethiye / muğla

lütfen yazın...

[email protected]

2023 © lymeturk